31 Temmuz 2011 Pazar

KESİŞEN YOLLAR, BİTMEYEN DOSTLUKLAR


         Hikayemiz bundan otuz sene önce başlamış.Annem ve yollarının her daim kesiştiği dostu,hikayemizde annemle beraber başrolü paylaşan insan,kelamların en güzelini hıfz ederken bulmuşlar birbirlerini. O zamanlar iki minik kız çocuğuymuş onlar.O demlerde açmışlar birbirlerine cismen küçük olsa bile mânada kocaman olan yüreklerini.Hafızlıkları bitince yolları ayrılmış farklı şehirlerde eğitimlerine devam etmek üzere.Bu arada söz vermişler birbirlerine hep mektuplaşacaklarına dair.Ayrıldıktan sonra üç beş ay gidip gelmiş mektuplar.Sonra neden bir gün unutmuşlar yazmayı.Aradan yıllar geçmiş büyümüş genç birer hanım olmuşlar.Karşılaşılacak yerlerin en güzelinde bir araya  getirmiş Allah onları;Kabe'nin etarafında tavaf ederken bulmuşlar birbirlerini.Kucaklaşmışlar,konuşmuşlar,adreslerini yeniden alıp mektuplaşmaya yeniden başlamışlar.    
Bu sefer daha uzun süre gidip gelmiş mektuplar.Ama hazin son yine unutulmuş yazılmayı bekleyen mektuplar.Ve günler ayları, aylar yılları kovalamış.Annem yeni evli bir hanım olarak gittiği bir sohbette arkadaşının  annesine rastlamış ve arkadaşının nişanlandığını öğrenmiş.Aynı gün aynı yerde babamda liseden bir arkadaşıyla karşılaşmış.Babamın arkadaşı nişanlı olduğunu yakında düğünü olduğunu ve mutlaka  beklediğini söylemiş.Akşam olup da annem ile babam başladığında anlatmaya karşılaştıkları kimseleri anlamışlar durumu.Ortada farklı ağızlardan iki ayrı nişan hikayesi varmış lakin sizinde tahmin ettiğiniz üzre ikiside aynıymış :)Annem ve babam neşe içinde gitmişler düğüne biri kız tarafının biri erkek tarafının davetlisi olarak :)İki yeni aile bir müddet görüşmüşler.Zaman içinde çoluk çocuk telaşı iş güç derken yine kaybetmişler izlerini.
      Eveeet hikayenin bundan sonraki kısmına bizzat ben şahitim :)Dokuz on yaşlarındaydım bir misafirlik dönüşü eski evimizden bir hayli uzakta bir markette alışveriş yapıyorduk.Karşımızda market arabasıyla beraber iki çocuklu bir aile belirdi.Annem ve babam şaşkın ve tebessüm dolu yüzlerle ilerlediler.Benim hiç tanımadığım bu aileyle başladılar muhabette.Sonra öğrendim mazilerini ve her anlatışında annem hikayelerini ilk günkü gibi dinledim :)
       Şükürler olsun ki son market karşılaşmasından sonra bir daha bağlar kopmadı.Şimdi iki aile aynı site içerisinde dört dakikalık bir mesafede oturmaktayız :) Ve iki hafız arkadaş birbirlerine sürekli tekrarlıyorlar ezberlerini ve çokça şükrediyorlar yollarını her daim kesiştirene.Liseden arkadaş babalar ise kâh uzun sohbetlerde yad ediyorlar eski günleri,kâh mangal yapıyorlar bizim için ...
       Biz ikinci nesilde onlardan eksik kalmıyoruz :) evet bizde çok iyi anlaşıyor ailece yapılan gezilerde hoşça vakit geçiriyoruz.
        Allah'ım sen cennette de böyle yakın eyle bu iki aileyi...

   NOT:İlk resim beraber yapılan bir kahvaltıya ait ,ikincisi iki eski dostun kahve keyfi :)

18 Temmuz 2011 Pazartesi

özlemişim...

          Yaş ortalaması yedi olan minik kuzenlerle çokça animasyon film izleyerek;bazı esprileri anlamayıp sadece ben güldüğüm için gülmeye başladıklarını görüp kahkahalara boğularak,
           Çeşitli sünnet,kına,düğün merasimlerine katılarak,
           Anneanne yemeklerini doyasıya yiyerek,
           Bahçede maaile neredeyse sabaha kadar oturarak geçen bir haftanın sonunda şimdi daha da sıcak ve nemli olan şehrim ;  özlemişim seni...

7 Temmuz 2011 Perşembe

Tatil Erirken ;

               Sabah osmanlıca ilmihal dersiyle başlayan tatil günlerim sıcak bir çayın içindeki şeker misali hızla eriyor.Tek temennim şeker gibi tükendiğinde ;tatlı bir iz bırakması hayatımda.
Dersten çıkınca kadim dostum aynı zamanda yan apartamandaki komşum,Esra'nın,ellerinden köpüklü bir kahve içip günün geri kalanı için gerekli kafeini depolayıp evcilik oynamaya başlıyoruz :) Kahvenin ardından bizde çay eşliğinde devam ediyor bitmeyen sohbetler. Ertesi sabah beraber yapılan kahvaltıda bambaşka konularla sürdürülüyor evcilik oyunumuz.Aynı yaşlarda olan kız kardeşler ve dostlukları bizi bile kıskandıran anneler sayesinde herkesin memnuniyeti söz konusu oluyor bu oyunda :) .
         Kalori  yüklü çay saatlerinin  ardından sitemizin içinde varlığından  geçtiğimiz hafta haberdar   olduğum  yeni  yürüyüş  parkurunda(bkz.sağa)
geçirdiğim yorucu kırk beş dakikanın sonunda vicdanım bir nebze olsun rahatlıyor :P
        Ardından şeker hocamın verdiği ezberlere çalışıp(!),sevdiğim blogları okuyorum.Her gün eve gelip şeker hocamı anlatan bir post yazmaya niyetleniyorum ama kelimeler kifayetsiz kalıyor o derece yani ;)müsterih ol Orhan Veli anlıyorum seni ...



NOT:İlk resim sanki Esra ve benim için çizilmiş iki şirin komşu(çok mütevaziyimdir çoook)
NOT 2:Şimdi aklıma geldi biraz şaibeli bir durum ama ben çayı şekersiz içenlerdenim :p

3 Temmuz 2011 Pazar

Haftasonunun ritmi

             Cumartesi sabahına sıradan bir girişle  başladık.Geç vakit yapılan bir kahvaltının ardından arabanın servis işlemlerini halledip oradan da artık iyiden iyiye yaşlanadıkları hissedilen dünyanın en tatlı ihtiyar çiftini,babaannem ve dedemi,ziyaret etmek üzere yola çıktık.Babam arabanın servis işleri ile uğraşırken bizde annemle avm turlarken;babama bir telefon gelmiş.Şehir dışında oturan bir aile dostumuz İstanbul'da olduklarını ve müsaitsek akşam sekiz gibi bize gelmek istediklerini söylemiş.Babam da o vakte kadar çoktan evde olacağımızı düşünerekten yemeğe bekliyoruz demiş(Bu esnada saat üç.)
              Neyse efendim işlerimizi yoluna koyup babaannemlere doğru hareket ettik.Babaanemlere vardığımızda evde misafir ağılarken bulduk onları.Dedemin amcasının oğlu ve ailesi ziyarete gelmiş.Babaannem(86),dedem(87) tatlı tatlı misafirleri ile ilgileniyorlar.Babaannem karınca kararınca birşeyler hazırlamaya çalışıyor misafirlerine :)bizim gelişimizle ikram faslı ivme kazanıyor,canım babaannem her ne kadar sen geç biz yaparız desek de tabakları hazırlamaya çalışıyor :)İnsanlar yaşlandıkça dengeler bozulduğu için bazı şeyleri abartmaya başlarlarmış.Babaannemde ikram ve iltifatı abartıyor.Mesela bir kahve yaptım ''aman ciğerim sen çok yoruldun,ben yapardım...''diye başlayan cümleleri onlarca kez tekrarlıyor :)Yaşlılık ve fazla kilolar babaannemi çok yavaşlatıyor ama bizim tonton bunun farkında değil ya da umursamıyor bilemiyeceğim :P.Fazla uzatmayayım bizim sevimli ihtiyarları anlatmaya bir başlarsam...
              Babaannemlere giderken kısa oturup,şöyle bir gönüllerini görmek tek amacımız.Mâlum sekizde misafirimiz gelecek ama evde yemek adına hiçbir şey yok. Babaannemlerdeki misafirler otomatik olarak ziyaretimizi uzatıyor.Biz telaşlı ve tedirgin misafirlerle ilgilenirken saatin altı olduğunu fark ediyoruz.Derin derin düşünürken nasıl yetiştireceğiz diye misafirler babaannemin bu gece bizde kalın bari biraz daha otursaydınız sözleri eşliğinde kalkıyorlar.Ve ardından jet hızıyla biz eve dönüş yoluna geçiyoruz.(babaannemlerden bizim ev 20 km.)trafikte biraz vakit kaybedip,ardından markete uğrayıp en nihayetinde saat yedide evimize geldik.
               Panik içerisinde eve girdik.Annem yemeklerle uğraşırken babam salataları hazırladı ve bu arada tüm ayak işleri tarafımdan görüldü;iki ayrı masa hazırlandı,ev toparlandı.Saat sekize beş kala mükemmel bir ekip çalışması sonucu her şey tamamdı.Dakik misafirlerimiz sekizi beş geçe zile bastılar.Geriye mütevazi ama lezzetli bir sofrada sevdiğimiz insanlarla muhabbet içinde yemek yemek kalmıştı .Ani gelen misafirlerimiz sayesinde hareketli , çokça da keyifli ve kahkahalı bir gün geçirdik.
                Pazar günü ;babamın mezunu olduğu benim ise öğrencisi olduğum üniversitenin geleneksel pikniğine gidemedik :( ben çok üzüldüm ,kendimi bildim bileli hep gideriz ve çocukluğuma dair pek çok anıya sahiptir bu  piknikler.Orada battığım kadar bir daha çamura batamam herhalde :( ben üzüle durayım birde tüm sitenin elektrik ve suyu kesildi bugün.Öğleden sonra elektriklerin hemen akabinde halam, kızı ve kızının minik kızının gelişiyle günümüz renklendi.
                 Bütün bunları niye mi yazdım?Bu hafta sonu hiçbir şey planladığım gibi gitmedi,beni mutlu edecek artı hiçbir şey yoktu ama ben uzun zamandır geçirmediğim kadar huzurlu ve neşeli bir hafta sonu geçirdim ve bu mutlu hafta sonunu hep hatırlamak istiyorum :D

1 Temmuz 2011 Cuma

Savunun!!!





                                                     Hah hayt savunun kirler ben geliyorum !!!
 Yukarıdaki resmi bulunca bayıldım hazır şimdi temizliğe başlamak üzereyken halimi en iyi bu sevimli manga anlatıyor :D
Clainless is half of faith= temizlik imanın yarısıdır :)))